Milli Edebiyat Döneminin Genel Özellikleri
Siyasî Gelişmeler ve Sosyal Durum : Aydınlar arasındaki siyasî ve sosyal değişim arzusunun bir sonucu olarak ortaya çıkan “Genç Osmanlılar” teşkilatı, yabancı devletlerin gizli ve yoğun etkisiyle çalışmaktadır. Bu çalışmaların sonucu olarak ordu şuursuz bir darbeyle 1876 yılında Sultan Abdülaziz’i tahttan indirir. Kısa bir süre devleti idare eden V. Murad’dan sonra II. Sultan Abdülhamid tahta geçer. 23 Aralık 1876’da Birinci Meşrutiyet ilân edilir.
Bir süre sonra, Genç Osmanlılar’ın faaliyetlerini ülke için sakıncalı bulan II. Sultan Abdülhamid, Midhat Paşa ve diğer teşkilat üyelerini İstanbul’dan uzaklaştırır. 5 Şubat 1887’de açılan Meclis-i Meb’usan’da yer alarak kendi milliyetleri hesabına ve Osmanlı birliği aleyhine çalışmalar yapmak arzusu gösteren gayri-müslim mebusların fazlalığı ve bu meclisin 1877’de ilân ettiği Rus Harbi dolayısıyla meclis kapatılır.
Merkezî idarenin gücünün artırılarak muhtemel bir parçalanmanın önlenmesine çalışılan bu dönemde çok sıkı bir baskı rejimi uygulanır. Bu idarenin baskısı altında fikir ve sanat faaliyetlerini yürütemeyen bir çok aydın Avrupa ülkelerine kaçar.
Bu ülkelerin gizli veya açık destekleri ile yoğun bir propaganda faaliyetine başlayan aydınlar bu sefer “Jön Türkler” adı altında birleşmeye başlarlar. Osmanlı Devletinin parçalanması idealine bağlanan azınlıkların ve Avrupa devletlerinin desteği ile tekrar meşrutiyeti ilân ettirmeye çalışmaktadırlar. 1906 yılında Selanik’te “Ittihad ve Terakki Cemiyeti” kurulur. Birlikte hareket eden bütün ihtilalci grupların ve onların safında yer alan devlet adamlarının baskısıyla 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet ilân edilir.
Çılgınca bir coşkuyla kutlanan Hürriyet, halk ve aydınlar için mânâsı tam olarak anlaşılmayan genel ve müphem bir kavram olarak kalır. Ittihad ve Terakki Cemiyeti’nin denetiminde yapılan seçimler sonucunda. 14 Aralık 1908’de Meclis-i Meb’usan açılır. Mecliste bulunan azınlık mebusları kendi ırklarının bağımsızlığı için çalışmaktadırlar. Aynı haftalarda Avusturya Bosna – Hersek‘i ilhak eder, Bulgar Prensliği bağımsızlık bildirgesini açıklar. Girit adası Yunanistan‘a bağlanır. 13 Nisan 1909’da ise gizli İngiliz desteği ile, 31 Mart Vak’ası ortaya çıkar. Cahil ve şuursuz onbaşıların giriştiği bu şiddet hareketi Selanik’ten gelen Hareket Ordusu tarafından bastırılır. Sultan Abdülhamid tahttan indirilerek, yaşlı veliaht Sultan Reşat, V. Mehmed adıyla tahta geçirilir.
Önce Hıristiyan azınlıklar, hemen ardından ırkçı – Müslüman yerel yönetimler Osmanlı birliğinden ayrılma savaşına girişirler. Bu isyanları bastırmaya uğraşarak yıpranan ordu. 1911 ‘de İtalyanların Trablusgarb’ı işgaliyle karşılaşır. Sivil aydınlarında bizzat cephede savaşması ile Trablusgarb bir süre savunulursa da, Oniki Ada‘nın işgali ve aynı günlerde patlak veren Balkan Harbi sonucu hükümet İtalya’yla banş yapmaya zorlanır.
Bir yandan iç kargaşa, diğer yandan Avrupa devletlerinin desteği ile güçlenen Haçlı Ordusu Edirne’ye kadar bütün Balkanlar’ı istila ederek tarihin en kanlı soykırmlarından birini uygular. 1912’de başlayan kanlı Balkan Harbi sonucunda Osmanlı Devleti Edirne’nin batısında kalan Avrupa topraklannı kaybeder.
Bu tecrübeden sonra yaralarını sararak eski büyük devleti’ni yeniden tesis etmek yerine I. Dünya Savaşına sokulan devlet, son gücünü de bu savaşta tüketir. 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalanır. Bu mütarekenin şartlarına dayanarak, 14 Mayıs 1919’da Yunanlılar İzmir’i. 16 Mart 1920’de Müttefik Kuvvetler İstanbul’u işgal eder. Meclis kapatılır, aydınlar ve devlet adanılan sürgüne gönderilir. Anadolu, İtalyan. ingiliz, Fransız vb. güçler tarafından işgal edilir.
İçerdeki kargaşa ile dışandan gelen müdahaleler sürerken Anadolu’ya geçerek yeniden teşkilatlanmaya başlayan aydınlar kurtuluş için yeni çözümler aramaktadırlar. Önce Kâzım Karabekir Paşa, ardından 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Anadolu’da örgütlenmeye başlarlar. Erzurum ve Sivas kongreleri yapılır. Eli silah tutan her yaşta insan cepheye çağrılır. İman ve emel birliği yapan bütün bir millet, her cephede savaşarak, kurtarabildiği kadar çok vatan toprağını geri alır.
Bu son ölüm kalım savaşı sürerken 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi açılır. Doğuda Ermenilere, güneyde Fransız ve İtalyanlara, batıda Yunanlılara karşı kesin zaferler kazanılır. 30 Ağustos 1922’deki Büyük Zafer ile birlikte sıcak savaş sona erer. 10 Ağustos 1920’de Damat Ferit Paşa hükümeti tarafından imzalanan Sevr Antlaşması iptal edilerek yerine 24 Temmuz 1923’de Lozan Barış Anlaşması kabul edilir.
19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başında yaşanan bu soğuk ve sıcak harpler sonucunda, ülke topraklarının üçte ikisi kaybedilmiştir. Yüzbinlerce şehidin kanı pahasına elde tutulabilen Anadolu toprakları üzerinde yeni bir devletin kuruluş çalışmalarına başlanır. 13 Ekim 1923’te Ankara şehri, yeni devletin başkenti olarak tespit edilir. 29 Ekim 1923’te ise ülkenin ismi Türkiye Cumhuriyeti olarak ilan edilir. Bu tarihten sonra yavaş yavaş sosyal, siyasî ve kültürel hayatımızı belirleyen ve adına Çağdaş Medeniyet Seviyesi denilen büyük bir zihniyet değişimi yaşanacaktır.
Millî Edebiyat Dönemini Hazırlayan Belli Başlı Fikir Akımları :
Tarihî, siyasî ve sosyal gelişmelerini çok kısa olarak özetlediğimiz 20. yüzyılın ilk yılları, ülke aydınlarının değişik fikir ve görüşler ileri sürerek bu fikirlerin etrafında toplaşmalarına da sahne olmuştur. Bu fikir akımlarını beş ana başlık altında toplamak mümkündür.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.