Milli Edebiyat Döneminde Şiir
Genç Kalemler dergisi yayın hayatına başladığında, Fecr-i Âtî şiirinin önemli isimlerinden Ahmed Haşim ve Emin Bülend gibi güçlü şairler haklı bir ün edinmişlerdir. Ancak bu iki grup arasında şiirin “estetik haz vasıtası” sayılması gibi ortak bir anlayış vardır. Bir süre sonra Fecr-i Âtî topluluğu dağılır. Aynı dönemde, Servet-i Fünûn döneminin ünlü isimleri Tevfik Fikret ve Cenab Şahabeddin de otoritelerini korumak-tadırlar. Bütün bu anlayışlann dışında kalan Mehmet Akif ise usta işi şiirleriyle edebiyat hayatına devam etmektedir.
Fecr-i Âtî topluluğunun dağılmasından sonra yeni arayışlar içine giren genç şairler farklı bir millî edebiyat anlayışını ortaya koyarlar. Kendilerine Nâyîler adını veren bu gençler 13. yüzyılın büyük mutasavvıflarından Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî ve Yunus Emre‘yi örnek alırlar. Bu şâirler lirik ve mistik şiir atmosferini kendi eserlerine taşıyarak iç âhenge önem veren sade ve samimi bir ifade tarzı bulmak isterler. Ancak Hâlit Fahri, Selahâddin Enîs, Hakkı Tahsin, Orhan Seyfı, Yakub Salih, Safî Necîb. Hasan Saîd‘den oluşan Nâyiler topluluğu çok kısa bir zaman sonra, isledikleri eserleri veremeden dağılırlar.
Aynı tarihle, dönemini fazla etkilemeden kurulup dağılan bir başka edebiyat topluluğu daha vardır. Türk edebiyatını temelinden batılılaştırmak amacıyla kurulan bu topluluk, Eski Yunan edebiyatını örnek alır. Kendilerine Nev Yunânîler diyen bu grubun şiirdeki temsilcisi Yahya Kemâl‘dir. “Sicilya Kızları”, “Biblos Kadınları” adlı manzumelerini bu anlayışla yazar. Grubun nesir dalındaki öncü yazarı ise Yakup Kadri‘dir. “Siyah Saçlı Yabancı ile Berrak Gözlü Genç Kızın Sözleri” bu anlayışla yazılır. Bu anlayışla yetişerek eser vermeye devam eden tek şair ise Salih Zeki Aktay’dır.
Bu dağınık grupların yanı sıra Millî Edebiyat mensuplarının da farklı şiir anlayışları vardır. Bunların bir kısmı eski Türk tarihine, efsane ve geleneklere geri dönerler. Bir kısmı Osmanlı tarihinin parlak dönemlerinden ilham almaktadırlar. Bir kısmı ise kendilerine halk edebiyatını örnek alırlar. Bütün bu dağınık çalışmaları aynı hedefe doğru yönlendirmek üzere 1917 yılında Şairler Derneği adı altında birleşilmesine karar verilir. Ancak bu toplaşmada uzun ömürlü olmaz. Konuşma dilinin ve hece vezninin kullanılması noktasında birleşen bütün bu şairlere, 1917’den sonra “Hecenin Beş Şairi” olarak anılan Hâlit Fahri, Enis Behiç, Orhan Seyfi, Yusuf Ziya, Faruk Nafiz de eklenmelidir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.