Milli Edebiyat Döneminde Osmancılık

23 Haziran 2013 tarihinde tarafından eklendi.

Osmanlı Devleti, kuruluşundan 17. yüzyılın ortalarına kadar geçen süre içinde, giderek yükselen bir “adil devlet” grafiği çizmektedir. Çeşitli fetihlerle genişleyen ülke topraklan, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalaırında yerleşik merkezî yönetimi ile örnek bir Cihan Devleti konumundadır. Farklı ırklara mensup Müslüman tebea ile farklı dinlere inanan azınlıklar, aynı devletin yönetimi altında uyum içinde yaşamaktadırlar. Namık Kemal’in deyişiyle “aynı vatanda, ortak menfaatler içinde ve eşit haklarla” yaşamak, bu devletin temelini teşkil etmektedir.
17. yüzyıldan sonra yavaş yavaş şekillenen “milliyetçilik” düşüncesi, bugün dahi sosyoloji ve siyaset bilimlerinin ilgi alanına giren Osmanlı devlet düzenini zedelemeye başlar.

Askerlik görevi olmayan ve çeşitli kanunlarla vergi muafiyeti kazanan gayri¬müslim tebea, giderek iktisadî üstünlük sağlar. Zamanla bağımsızlık kazanan Balkan ülkelerinin ırkçı kışkırtmaları ve Avrupa devletlerinin Hıristiyan birliği güden teşvikleri, bu kesimdeki milliyetçilik hareketlerini hızlandırır.
Büyük bir parçalanışa doğru giden Osmanlı birliğini muhafaza edebilmek için, devletin hakim unsuru olan Türkler, kendi kavim adlarını kullanmamaya özen gösterirler. Gayri-müslim ve gayri – Türk tebeanın bölünme çabalarına karşılık Osmanlıcılık tek siyasî çözüm olarak görülür ve bir ülkü haline getirilmeye çalışılır. Tanzimat nesli olarak bilinen Namık Kemal, Ziya Paşa, Abdülhak Hâmid ve benzeri yazarlar da bu düşünceyi desteklerler. Sultan II. Abdülhamid de bu düşünceyi devletin resmî ideolojisi olarak benimser.
1908’den sonra II. Sultan Abdülhamid’i devirmek konusunda birleşen azınlıklar, Osmanlılık maskesi altında ayrılıkçı çalışmalarına devam ederler. Bulgar ve Sırpların ayrılışından sonra Ermeni ve Rum azınlıklar da bağımsızlık istemeye başlarlar.
Bütün bu gelişmelere rağmen, ismen de olsa Osmanlı Devleti Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulana kadar devam eder. Yeni devletin kuruluşuyla birlikte. Batı sömürgeciliği ile azınlık ırkçılığının ortak ülküsü gerçekleşir ve Osmanlıcılık düşüncesi, adı ile birlikte tarihe gömülür.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
VATAN YAHUT SİLİSTRE ÖZETİ