Mensur Şiir

14 Aralık 2013 tarihinde tarafından eklendi.

MENSUR ŞİİR
Mensur şiir, hayal ve duyguların; ölçü, uyak, redif gibi şekle özgü sınırlayıcı öğelere bağlı kalınmadan şiirin ses ahenk, söyleyiş, tema özelliklerini yansıtacak şekilde kısa ve yoğun olarak kaleme alındığı yazılardır.
Edebiyatımızda mensur şiir, “mensure” olarak da adlandırılmıştır.

Sanatlı düz yazı anlamına gelen mensur şiirin kaynağı Fransa’dır. Mensur şiir, XIX. yüzyılda Fransız edebiyatında ortaya çıkıp oradan Türk edebiyatına geçen edebî türlerdendir. Türk edebiyatında yüz yıllardır süren edebî etkinlikler içerisinde halk hikâyelerinden divan şiirine kadar nesirde ve nazımda mensur şiirin kalıplarının zorlandığını görmekteyiz. Devirler boyunca bu faaliyete bir ad konmadığından birçok şeyde olduğu gibi bu tür metinleri adlandırmak ancak edebiyatımızda Fransız etkisi başladıktan sonra mümkün olabilmiştir.
Mensur şiirin; özelliklerini bulmasını ve tutunmasını Charles Baudelaire, İsidore Duacasse ve Arthur Rimbaud gibi şairler sağlamışlardır.
Mensur şiir, edebiyatımıza Tanzimat Döneminden sonra Fransız edebiyatından yapılan şiir çevirileriyle girmiştir. Bu süreç Şinasi‘nin şiir çevirileriyle başlamış, Recaizade Mahmut Ekrem‘in katkılarıyla devam etmiştir. Edebiyatımızda Batılı anlamda mensur şiirin ilk temsilcisi Halit Ziya Uşaklıgil’dir. Servetifünun sanatçılarının mensur şiirleri de dönemin şiirleri gibi aşırı duygusallıklarını, alınganlıklarını ve karamsarlıklarını yansıtır. Halit Ziya Uşaklıgil, bu türde iki eser vermiştir: Mensur Şiirler ve Mezardan Sesler.

Mensur Şiirler: Edebiyatımızda, Batılı anlamdaki mensur şiirin ilk örneğidir. Bu eser, 47 mensur şiirden oluşmakta ve her birinin konusuna göre adı bulunmaktadır.

Mezardan Sesler: 12 mensur şiirden oluşmaktadır. Halit Ziya Uşaklıgil‘in; annesinin ölümü üzerine kaleme aldığı bu eser, Abdülhak Hamit Tarhan‘ın, eşinin ölümü üzerine yazdığı “Makber” adlı şiiri anımsatır. Bu eserdeki yazılarda başlık kullanılmamıştır.
Servetifünun Döneminde Mehmet Rauf da mensur şiir türünde başarılı olmuştur. Mehmet Rauf, mensur şiirlerini “Siyah İnciler” adlı eserinde bir araya getirmiştir.
Servetifünun Döneminde mensur şiir türünde eser veren diğer isimler ise Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Celal Sahir, Faik Ali gibi sanatçılardır.

Şiir, Mensur Şiir ve Düz yazının (Nesrin) Karşılaştırılması (Benzer ve Farklı Yönleri)

Şiir:

  • Dize, beyit, bent gibi nazım birimlerinden oluşur.
  • Ölçü, kafiye, redif gibi sınırlayıcı öğeler kullanılır.
  • Farklı nazım biçimleri kullanılır.

Mensur Şiir:

  • Temel birimi cümledir.
  • Ölçü, kafiye, redif gibi sınırlayıcı öğeler kullanılmaz.
  • Sanatçının duygularını daha rahat ifade ettiği düz yazının yapısı kullanılır.
  • Mensur şiirin düz yazıdan farkı ise iç ahenge ve şiirselliğe sahip olmasıdır. Mensur şiir; ses, tema, söyleyiş bakımından şiire benzer ve şairane bir söyleyişe sahiptir.’

Düz Yazı:

  • Temel birimi cümledir.
  • Ölçü, kafiye, redif gibi sınırlayıcı öğeler kullanılmaz.
  • Sanatçının duygularını daha rahat ifade ettiği düz yazının yapısı kullanılır.
  • Düz yazıda şairane bir söyleyiş yoktur ve düşünce esas alınır.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Araba Sevdası Özeti