LYS Edebiyat Deneme Sınavı 6 – Çözümlü
1. Meydanların, antolojilerin, sür defterlerinin, belirli günlerin şairi olmak istemedi; özgün imgelerle örülmüş şiir şatosunda yaşamayı tercih etti.
Bu cümlede altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Geniş okur kitlesinin beğenisine seslenmek
B) Şiirini alışılmamış temalar üzerinde kurmak,
C) Ortak duyarlığın uzağında bir çizgi izlemek
D) Lirizmden çok didaktik öğelere yaslanmak
E) Ulusal değerlere bağlı bir söylem geliştirmek
2. Kendi kendini eleştirebilen, kendini alaya alabilen denemecinin, yeryüzünde korkup çekineceği hiçbir şey yoktur; camdan bir evde oturmadığı için denemeci korkusuzca başkalarının evini taşlayabilir.
Parçada geçen “camdan bir evde oturmamak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir?
A) Eleştirilmeyecek ölçüde kusursuz bir kişiliğe sahip olmak.
B) Kendisine yöneltilecek eleştirilerden rahatsızlık duymamak
C) Kendisini eleştirenleri çok daha ağır bir şekilde eleştirebilecek yetenekte olmak
D) Eleştiri sanatının tüm inceliklerini çok iyi bilmek
E) Eleştirilere karşı kendini çok iyi savunabilmek
3. (I) Benim en büyük hülyam, dünya gözüyle görmek istediğim biricik dileğimdir bu. (II) Mümkün müdür, kimler, nasıl gerçekleştirebilir böyle bir şöleni, bilemiyorum. (III) Bildiğim, eğer dünya üzerinde uluslararası bir şiir şenliği yapılacaksa bunun en çok, bütün ruhu şiir ve musikiyle yoğrulmuş İstanbul’a yakışacağıdır. (IV) Bir zamanlar, gecelerini Boğaz sularında gezinen yüzlerce sandaldan yayılan gazel nağmelerinin şenlendirdiği İstanbul, yüzyıllarca şiire başkent oldu. (V) Sanırım, hayalim gerçek olursa şehrin ruhu tekrar uyanacak ve uğruna binlerce dize yazılan İstanbul, tekrar şiirin başkenti olacak.
Bu parçadaki numaralı cümlelerin hangisinde, yazar, İstanbul’la ilgili hayalinin ne olduğunu açıklamıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
4. I. Sanat kaygısı, sanatçıyı sınırlı bir alanda çalışmaya mahkûm eden bir prangadır.
II. Özgürlüğün kısıtlandığı toplumlarda sanatsal yaratıcılığın gelişmesi de sınırlı olur.
III. Sanat kaygısından uzaklaşmak, ortaya konulan yapıtı sanatın dışına düşürür.
IV. Belli bir sanat kaygısı gütmeyen sanatçılar genellikle toplumsal yararı öne çıkarmıştır.
V. Sanatçının estetik ölçütlere bağlı kalmaya özen göstermesi, yapıtını sanatın sınırları içinde tutar.
Yukarıdaki cümlelerden hangi ikisinde aynı düşünce farklı bir anlatımla dile getirilmiştir?
A) I. ve II. B) II. ve V. C) III. ve V. D) III. ve IV. E) I. ve IV.
5. Olay örgüsünün sağlam ilmiklendirilişi (I) , ayrıntıların yerli verine oturtuluşu (II) , tip ve karakterlerin çizilişindeki ölçülülük (III) , gerçekçi ve engin bir gözlemcilik (IV) ,berrak bir söyleyişin getirdiği işlek dil (V) bu romanın başarısındaki başlıca etkenler.
Yukarıdaki numaralanmış sözlerden hangisi, üslupla ilgilidir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraç içinde verilen anlatım niteliğinden söz edilmemiştir?
A) Herkes tarafından bilinmeyen sözcükleri şiirlerinde baş tacı etmek gibi bir tutumu yoktu. (açıklık)
B) Bu şiirlerdeki ilk anlamın ötesine geçebilmek, bütünüyle okurun çabasına bağlıdır, (duruluk)
C) Romandaki pürüzsüz ve ahenkli anlatıma kapılıp gidiyor, sayfaları nasıl çevirdiğinizi fark edemiyorsunuz. (akıcılık)
D) Romancı, bu son yapıtında da yaşadığı dönemin bir tanığı olma özelliğini sürdürüyor. (gerçekçilik)
E) Edebiyat yapmadan öykü yazabilmenin gizini bulacaksınız bu öykülerde, (doğallık)
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A) Şair beşinci kitabını yayımladı: “İnsan Bir Yalnızlıktır”.
B) Nobel Ödülü ilk kez 1905’te bir şaire verilmişti.
C) İstatistiklere göre bu yıl 16.645 kitap basılmış.
D) Osmanlı İmparatorluğu XVI. yüzyılda altın çağını yaşadı.
E) 1923’ten sonra doğan yazarların yüzde onyedisi parasız yatılı okumuş.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne yanlışına dayanan bir anlatım bozukluğu yapılmıştır?
A) Yalan söylediği anlaşılınca kulaklarına kadar kızardı.
B) Burası ormanla denizin buluştuğu şirin bir kasabaydı.
C) Kendini değiştirmeyen kişi, başkalarını da değiştiremez.
D) Kocaman masayı bu küçücük çocuk tek başına nasıl taşısın?
E) Mağazamızın iç dekorasyonu değiştirilerek yeniden açıldı.
10. Bebekler, çiçeği insanlığımızın
Güllerin en hası, en goncası
Sarışın bir ışık parçası kimi
Kimi kapkara bir üzüm tanesi
Bu dörtlükteki sözcüklerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) “İnsanlığımızın” sözcüğünde yapım ekinden sonra iyelik ve tamlayan ekleri kullanılmıştır.
B) “Kapkara” sözcüğü yapıca birleşiktir.
C) Üç ayrı sözcükte kaynaştırma ünsüzü vardır.
D) “Işık” sözcüğü eylemden türemiştir.
E) “Sarışın” sözcüğü addan ad yapım ekiyle türetilmiştir.
11. (I) Şair, kendini insanlığın temsilcisi sayar. (II) İnsan olmanın özünü kişiliğinde topladığına inanarak yazar. (III) Doğaya, topluma, kendine karşı sorumluluk duyar. (IV) Kimse ondan bunu istemediği halde, şairliği gereği bu görevi üstlenmiştir. (V) Korkular, kuşkular, sorular birbirini izler onun gizli evreninde.
Bu parçayla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi doğru değildir?
A) I. cümlede dönüşlülük zamiri vardır.
B) II. cümlede yüklemden önceki sözün tamamı zarf tümlecidir.
C) III. cümlede edat grubu belirtili nesne görevindedir.
D) IV. cümlede üç ayrı zamir türü kullanılmıştır.
E) V. cümle basit yapılı, olumlu, devrik bir eylem cümlesidir.
12. Padişah, tahtının önünde diz çökmüş olan kadına seslenir: “Dile benden ne dilersen! Yalnız bir koşulum var: Dileğinin iki katını da komşuna vereceğim.” Kadın uzun süre düşündükten sonra: “Padişahım, benim bir gözümü oydurun.” der.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Nesne görevinde soru zamiri
B) Emir kipi 2. tekil kişi çekiminde eylem
C) Ettirgen eylem
D) Unvan sıfatı
E) Tamlayan durumunda kişi zamiri
13. Tarık Buğra’nın “Yağmur Beklerken” adlı romanında köylüler için söylenen ilginç bir hikayecik vardır. Yıllar önce bir yazımda kullandığım bu parçayı, şimdilerde “sessiz çoğunluktan” söz edilmeye başlanınca hatırladım yine.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Küçültmeli ad kullanılmıştır.
B) Edat türünde bir sözcük vardır.
C) Sıfat tamlamalarından biri çıkma durumu eki almıştır.
D) Yineleme anlamlı durum zarfı kullanılmıştır.
E) Birden çok adlaşmış sıfat vardır.
14. Yirminci yüzyılda bir tek konuda Batı’yı geçtik! Ama ne geçiş! Almanlar Hitler iktidarı döneminde 1933 yılında 20.000 kitap yakmışlardı. Yüzlerce filmde bu sahneyi görmüşsünüzdür. Biz Türkler yalnızca 133.000 kitap birden yakarak erişilmesi güç bir dünya rekoru kırdık.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Betimleyici öğeler kullanma
B) Karşılaştırmaya başvurma
C) Sayısal verilerden yararlanma
D) Alaycı bir anlatımla yazma
E) Ad aktarmasına yer verme
15. Yağmur iyice incelmiş, iğne ucuna dönmüş dökülüyor. İşportacı bu yağmura eski bir şemsiye açmış, tezgâhı düzmüş. Elmalar al beni diyor, portakallar ye beni. Kara, parlak saçlı yağız delikanlı, müşterilerine gülümsüyor. Tezgâhın kenarında bir yarım teneke, tenekede alevi gitmiş, közü kalmış bir ateş… Yaşlı kadın, ateşe, portakalın sarısına, elmanın alına doğru ısınarak yaklaşıyor. Bir kilo elma, iki kilo portakal istiyor. Delikanlı nasılsa araya karışmış iki çürük elmayı kesekâğıdına değil de ıskarta kasasına fırlatıyor. Üstüne üstlük “Bu da bizden” diyerek bir portakal daha atıyor teraziye.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?
A) Açıklama – Betimleme
B) Betimleme – Öyküleme
C) Öyküleme – Açıklama
D) Betimleme – Karşılaştırma
E) Öyküleme – Örnekleme
16. Afrika menekşeleri, çok popüler bir süs bitkisidir. Özellikle ev hanımları için cam önlerinin vazgeçilmez bitkisidir. Popüler olması yaprak ve çiçeklerinin güzelliğinden, uzun ömürlü olmasından, bakımının ve üretiminin kolaylığından kaynaklanır. Seralarda saksılı süs bitkisi olarak yetiştirilen Afrika menekşelerinin üretimi, her yıl giderek daha çok artmaktadır. Afrika menekşesi kolay yetiştirilebilen bir çiçek olmakla birlikte, yetiştiriciliğinde dikkate alınması gereken bazı önemli noktalar olduğu unutulmamalıdır.
Bu parçada başvurulan anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öğretici anlatım
B) Betimleyici anlatım
C) Tartışmacı anlatım
D) Fantastik anlatım
E) Kanıtlayıcı anlatım
17. (I) Bu bayramda kimseye kart gönderemedim. (II) Arkadaşlarımın, dostlarımın bayramını telefon ederek kutladım. (III) Bu yıla kadar, az da olsa bayram tebrik kartı gönderirdim oysa. (IV) Dostlarıma olan sevgim mi azaldı, bayramlar mı anlamsızlaştı? (V) Yoksa kart yazmak zor gelmeye mi başladı?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Hem de özene bezene, dolmakalemle yazardım.” cümlesi getirilirse paragrafın anlam bütünlüğü bozulmaz?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
18. Bu sorunun cevabı, şiirin, romanın ve sonra da kadının tarihini gözden geçirmekte yatıyor. Çünkü kadın ve erkek, romana aynı noktadan başlamıştır. Kadın için toplumsal anlamda bir kimlik arama ve var olma sürecinin başlangıç tarihinin, geniş ölçekte romanın başlangıç tarihiyle örtüştüğü görülür. Erkek de kadın da nesirde aynı evrelerden geçerek, aynı güçlükleri yaşayarak, aynı zeminde yürümüşlerdir. Şiirde öyle midir ya? Kadının, şiir noktasında arkadaki altı asırlık gelenek desteğinden mahrum kaldığı görülür. Erkek şair, yarışa altı asırlık bir avansla başlamıştır.
Bu parçada söylenenler aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtıdır?
A) Kadından romancı olur mu?
B) Kadın sanatçı, nesirde var da şiirde neden yok?
C) Şairlerin, kadını bir tema olarak gördükleri doğru mu?
D) Kadınlar, sanatta erkeklerden daha mı başarılıdırlar?
E) Romanlarda kadın kahramanlar niçin daha çok?
19. Edebiyat, söz kalabalığı, geçmişle övünme tutkusu, süslü püslü dizeler sıralama alanı değildir. Onun da kendine göre sorunları, gerçeklere dayanan açıklamaları, belli bir varlık anlayışı, evrene farklı bir bakışı vardır. Bunlardan yoksun sığ sözleri sıralamak, kavramlarla oyun oynamak edebiyat değildir. Ulusların ulaştıkları bilgi ve uygarlık düzeyini gösterir edebiyat. Belli bir dünya görüşü, insan anlayışı, bakış açısı olmayan ulusların edebiyatı da yoktur; olsa bile bizim divan edebiyatı gibi başkalarından aktarmadır, aşırmadır.
Bu parçada edebiyatla ilgili olarak aşağıdakileri hangisine değinilmemiştir?
A) Belli bir bakış açısına dayandığına
B) Sözcük oyunu olmanın dışında bir anlam taşıdığına
C) Ulusun uygarlık düzeyini yansıttığına
D) Kendine özgü sorunlar içerdiğine
E) Biçimle içeriğin uyumlu birlikteliğini gerektirdiğine
20. (I) Ama her ikisi de Batı şiirini iyi biliyordu. (II) O da Necip Fazıl gibi, sözcükleri inci taneleri gibi dizerdi. (III) Yalnız, ikisi arasında önemli bir fark vardı: (IV) Necip Fazıl, şiirini ideolojinin emrine vermiş; Ahmet Muhip Dıranas ise sanat için sanat anlayışından ödün vermemişti. (V) Dıranas bir dize ustasıydı.
Bu parçanın anlamlı bir bütün olması için, numaralanmış cümlelerden hangilerinin yerleri değiştirilmelidir?
A) I. ve V. B) II. ve IV. C) I. ve III. D) II. ve V. E) III. ve IV.
21. Aşağıdaki dizelerden hangisinde cinas sanatı vardır?
A) Günle birlikte erir uyuklayan mor dağlar
Ekilmemiş tarlalar, çalı bitiren bağlar
B) Rengin uçmuş, nen var sunam, ah sunam
Söyle bana, emret, sana can sunam
C) Dışarıda fırtınanın şehri döven kırbacı
İçeride bağdaş kuran soğuk, zehirden acı
D) Erkenden çağırır ya deniz ya bahçe
Her yerde tükenmez kahkaha, eğlence
E) Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları
Örtün üstüme örtün, serin karanlıkları
22. Öküzün damını alçacık yapın
Yaş koman altına kuruluk sepin
Koşumdan koşuma gözlerin öpün
İreçberler hoşça görün öküzü
Bu dörtlükle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) 6+5 hece kalıbıyla söylenmiştir.
B) Didaktik bir özellik taşımaktadır.
C) Yarım uyak kullanılmıştır.
D) Bir koşmadan alınmıştır.
E) Örüşük uyak düzeni vardır.
23. Asım Bezirci’nin incelemelerinde örneksiz, kanıtsız bir iddiayla karşılaşmak zordur. Yazar, saptamalarının izlenim düzeyinde kalmasına özen gösterir, somut veriler kullanır. Söz gelimi, Nâzım Hikmet’in “Bahri Hazer” şiirinin ölçü şemasını çıkarıp dizelerdeki ünlü ve ünsüz harfleri yan yana sıraladıktan sonra anlam açısından uyumlu sözcükleri vurgular ve şairin bu yapıtında ses ile anlam, imge ile eylem, biçim ile içerik arasında bir armoni olduğu sonucuna varır.
Parçada sözü edilen eleştirmenin aşağıdaki eleştiri anlayışlarından hangisine bağlı kaldığı söylenebilir?
A) İzlenimci eleştiri B) Nesnel eleştiri C) Tarihsel eleştiri D) Sosyolojik eleştiri E) Marksist eleştiri
24. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yapılan açıklama ayraç içinde verilen sözlü anlatım türüyle ilgili değildir?
A) Her konuşmacı, konunun bir yönünü ele alır ve inceler, (konferans)
B) Tüm konuşmaların bitiminde bir sonuca varma beklentisi vardır, (açık oturum)
C) Tebliğ ya da bildiri olarak adlandırılan konuşma metinleri bilimsel makale özelliğindedir. (sempozyum)
D) Dinleyicilerin her biri aynı zamanda bir konuşmacı da olabilir, (forum)
E) Konuşmacıların sohbet havası içinde bir konuyu tartıştığı toplantıdır, (panel)
25. Aşağıdakilerden hangisi öğretici metinlerin ortak özelliği değildir?
A) Bilgi ya da haber vermek, tanıtmak, kanıları değiştirmek, yönlendirmek gibi amaçlarla yazılması
B) Kurmaca olmadıkları için yazıldığı dönemin zihniyetini doğrudan yansıtması
C) Belli bir geleneğe bağlı kalınmadan yazılması
D) Cümle ve paragraf birimlerinden oluşan bir yapısının olması
E) Açıklık, yalınlık, duruluk niteliklerini gerektirmesi
26. Aşağıdakilerden hangisi öğretici metinlere örnek verilebilecek eserlerden biri değildir?
A) Bize Göre (Ahmet Haşim)
B) Eğil Dağlar (Yahya Kemal Beyatlı)
C) Bu Diyar Baştan Başa (Yaşar Kemal)
D) Diyorlar ki (Ruşen Eşref Ünaydın)
E) İstanbul’un Bir Yüzü (Refik Halit Karay)
27. Fabl türünün ilk örneklerini — edebiyatında Beydeba, — edebiyatında Ezop, — edebiyatında La Fontaine vermiştir.
Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir?
A) Hint – Yunan – Fransız
B) Çin – Fransız – İngiliz
C) Arap – Rus – Alman
D) Türk – Yunan – Fransız
E) İran – İngiliz – Alman
28. Aşağıdaki beyitlerin hangisi bir gazelin matla beytidir?
A) Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bad-ı sabadan gayrı
B) Bülbüller öter güller açar şâd gönül yok
Hiç öyleliğin görmemişiz fasl-ı baharın
C) Şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzan
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek
D) Gel gel berü ki savm u salâtın kazası var
Sensiz geçen zaman-ı hayatın kazası yok
E) Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne
Urma zahm-ı sineme peykân peykân üstüne
29. Divan edebiyatında sefaretname (I) , tezkire (II) , hicviye (III) , tarih (IV) ve seyahatname (V) nesirle oluşturulan türlerin başlıcalarıdır.
Yukarıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi bilgi yanlışı oluşturmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
30. Aşağıdakilerden hangisi divan edebiyatı ile halk edebiyatının ortak bir özelliğidir?
A) Sanatlı, kapalı bir anlatımın olması
B) Fars edebiyatından alınan nazım biçimlerinin kullanılması
C) Konu ve temaların gerçek yaşamdan alınması
D) Kalıplaşmış benzetme ve hayallere yer verilmesi
E) Usta-çırak geleneğinin olması
31. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) Edebiyatımızda fabl özellikleri taşıyan ve satirik nitelikte ilk mesnevi Harnâme’dir.
B) Yunus Emre tüm şiirlerini heceyle ve yalın bir anlatımla yazmıştır.
C) Bağdatlı Ruhi’nin kimi sosyal aksaklıklardan yakındığı terkibibendine pek çok nazire yazılmıştır.
D) Mevlana’nın oğlu olan Sultan Veled, mesnevilerinde daha çok Farsçayı kullanmıştır.
E) “Cihannümâ”, “Tazarrûnâme”, “Babürnâme” adlı eserler nesirle yazılmıştır.
32. Bu edebiyat, din dışı konuları işleyen, — adıyla anılan ve söylediğini sazıyla çalan kişilerce oluşturulmuştur. Bunlar sazları omzunda o diyar senin, bu diyar benim anlayışıyla gezerler. Gittikleri yerlerde ilgi ve saygı görürler. Çünkü halk arasında yarı ermiş sayılırlar.
Bu parçadaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) şaman B) kam C) oyun D) âşık E) baksı
33. 19. yüzyılda Güney Anadolu’nun Toroslar yöresinde yaşamıştır. Şiirlerinde göçebelikten yerleşik hayata geçirilmek istenen Türkmen aşiretlerinin mücadelelerini, doğa güzelliklerini, aşk, ayrılık, gibi duyguları doğal, içten bir söyleyişle dile getirmiştir. Halk şiiri geleneğine bağlı kalmış; halk Türkçesinden uzaklaşmadan tüm şiirlerini heceyle söylemiştir.
Bu parçada sözü edilen halk ozanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Karacaoğlan B) Âşık Ömer C) Dadaloğlu D) Pir Sultan Abdal E) Bayburtlu Zihni
34. Türk edebiyatında Batı tarzında ilk hikâye ve roman, bu alandaki ilk çevirilerden ancak on yıl kadar sonra görülür. Bunlardan başlıcaları Ahmet Mithat
Efendi’nin 1870’de yayımladığı Letaif-i Rivayat (I) serisi, Emin Nihat Bey’in baskısına 1872’de başlayıp 1875’te tamamladığı Müsameretname‘si.(II) Şemsettin Sami’nin 1875’te çıkan Taasşuk-ı Talat ve Fitnat‘ı,(III) Namık Kemal’in 1875’te yayımlanan Felâtun Bey’le Rakım Efendi‘si (IV) ve 1876’da yayımlanan İntibah‘ıdır. (V)
Yukarıda numaralı yerlerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
35. Aşağıdakilerin hangisi Tanzimat’ın Birinci Dönemi’nde şiirde görülen özelliklerden değildir?
A) Hürriyet, eşitlik, adalet, vatan gibi kavramların şiire girmesi
B) Konu bütünlüğüne önem verilmeyerek parça güzelliği anlayışının sürdürülmesi
C) Divan edebiyatı nazım biçimlerinin kullanılması
D) Heceyle yapılan az sayıdaki denemeler dışında aruzun kullanılması
E) Divan şiirinde olduğu gibi tam ve zengin uyaklara yer verilmesi
36. Aşağıdakilerden hangisi Şinasi’nin Türk edebiyatına getirdiği yeniliklerden biri değildir?
A) Yeni temalar getirerek şiirimizin içeriğini değiştirmesi
B) “Şair Evlenmesi” adlı eseriyle ilk yerli piyesi yazması
C) Klasik kasidenin kafiye düzenini değiştirerek geleneksel kalıpların dışına çıkması
D) Özel gazeteyle birlikte makale türüne öncülük etmesi
E) “Sahra” adlı manzumesiyle pastoral şiirin ilk örneğini vermesi
37. I. Genel olarak “sanat toplum içindir” anlayışının benimsendiği görülür.
II. Dilde sadeleşmenin ilk adımları bu dönemde atılmış, fakat bu konuda istenen ölçüde başarılı olunamamıştır.
III. Roman, hikâye, tiyatro, eleştiri, makale gibi Batı edebiyatından alınan türler ilk defa bu dönemde edebiyatımıza girmiştir.
IV. Fransız İhtilali’nin etkisiyle hürriyet, eşitlik, adalet gibi kavramlar şiire ilk defa girmiştir.
Numaralanmış cümlelerdeki özelliklerin edebiyatımızda görüldüğü yıllar, aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) 1839-1860 B) 1860-1876 C) 1876-1895 D) 1896-1901 E) 1911-1923
38. Aşağıdakilerin hangisi parnasizme ait bir özellik değildir?
A) Sanat sanat içindir anlayışının ilke olarak benimsenmesi
B) Dış dünyaya ilişkin gözlemlerin anlatılması
C) Biçimden çok içeriğe önem verilmesi
D) Uzak ve yabancı ülkelere ait doğa betimlemeleri yapılarak şiire egzotik bir atmosfer getirilmesi
E) Sanatçıların, eserlerinde kişiliklerini gizlemeleri
39. Ahmet Mithat ve Muallim Naci etkisinde kalan sanatçı, döneminin en popüler yazarlarındandır. Servetifünun edebiyatını eleştirenler arasındadır, “Cep Romanları” genel adıyla yayımlanan birçok romanında Namık Kemal ve Ahmet Mithat düzeyine bile varamamıştır. Asıl şöhretini deneme, sohbet, fıkra, hatıra ve şarkılarıyla yapmıştır. Hüseyin Rahmi’nin yansıttığı çevre ve tipleri, o fıkra ve hatıra türündeki yazılarında yansıtmıştır.
Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cenap Sahabettin
B) Refik Halit Karay
C) Hüseyin Cahit Yalçın
D) Falih Rıfkı Atay
E) Ahmet Rasim
40. II. Meşrutiyet Dönemi’nde tartışılan fikir akımlarından Osmanlıcılık, edebiyattaki ilk ifadesini çok önceden — bulmuş; Batıcılık — ile, İslamcılık — ile, Türkçülük de — ile edebiyatta seslerini duyurmuşlardır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir?
A) Şinasi’de – Muallim Naci – Namık Kemal – Yahya Kemal
B) Ziya Paşa’da – Ahmet Rasim – Mehmet Akif -Ömer Seyfettin
C) Namık Kemal’de – Tevfik Fikret – Mehmet Akif- Ziya Gökalp
D) Recaizade Mahmut Ekrem’de – Ahmet Mithat Efendi – Hüseyin Rahmi – Ziya Gökalp
E) Abdülhak Hamit’te – Ziya Gökalp – Mehmet Akif – Ömer Seyfettin
41. Şehabettin Süleyman, İzmir’den döndükten sonra ortaya bir edebî dernek, kendi tabirince bir “mahfil-i edebî” kurmak fikrini atmıştı. Bu dernek veya mahfil Meşrutiyet’ten sonra belirmeye başlamış şair ye yazarlardan teşekkül edecekti ve Edebiyat-ı Cedide karşısında yeni bir okul niteliği taşıyacaktı. İyi ama bu okul, edebiyata yeni olarak ne getirecekti? Gerçi Ahmet Haşim adında bir genç şairin şiirleri Fikret’in, Cenap’ın şiirlerinden hayli farklı idi. Gerçi ortada sembolizm diye bir çığır açılmış bulunuyordu. Fakat nesirde belli başlı bir değişiklik yoktu. Hatta bazı roman ve hikâyeler Halit Ziya’dan kopya edilmiş gibiydi.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir?
A) Beş Hececiler
B) Fecriati topluluğu
C) Nev-Yunaniler
D) Yedi Meşaleciler
E) Servetifünuncular
43. İkinci Meşrutiyet’ten sonra yayımladığı şiirlerle tanınmış şairimizdir. “Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.” diyerek gerçekçiliği güzelliğe üstün tutmuştur. Dili bazen Servetifünun diline kayşa da halkın kullandığı sade, canlı ve zengin bir Türkçedir. Aruz veznini Türkçeye başarılı biçimde uygulamıştır ancak âhenge fazla önem vermemiştir. Nazmı nesre yaklaştırmış; betimleme, öyküleme, diyalog gibi anlatım tekniklerini bolca kullanmıştır. Fakirlik, cehalet, taassup, ahlaksızlık, taklitçilik, köksüzlük, inançsızlık şiirlerinde başlıca temalardır.
Bu parçada hakkında bilgi verilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mehmet Akif Ersoy
B) Mehmet Emin Yurdakul
C) Cenap Sahabettin
D) Yahya Kemal Bayatlı
E) Ahmet Haşim
44. Aşağıdakilerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) Ömer Seyfettin’in Efruz Bey adlı yapıtı, dönemin aydın tipiyle alay eden satirik bir romandır.
B) Halide Edip, Türk’ün Ateşle İmtihanı adlı yapıtında Kurtuluş Savaşı anılarını anlatmıştır.
C) Ziya Gökalp’ın Yeni Hayat adlı yapıtı, yurtta yapılması düşünülen yenilikleri anlatan bir romandır.
D) Nâbizâde Nâzım’ın Zehra adlı yapıtı, natüralizmden bazı çizgiler taşıyan başarısız bir psikolojik roman denemesidir.
E) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Hüküm Gecesi adlı romanında, 1908 sonrasındaki siyasi gelişmeleri işlemiştir.
45. — otobiyografik öğeler taşıyan — adlı bu romanında yalnız ve hasta bir çocuğun ıstırabını, çocukça aşkını ve kıskançlığını; mutlu olmak isteyen bir genç kızın temiz sevgisini; inanmak arzusu bütün benliğini saran bir insanın kuruntularını ve çıplak hastane duvarı gerisindeki hıçkırıklarını anlatır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
A) Mehmet Rauf – Eylül
B) Peyami Safa – Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
C) Halide Edip Adıvar – Handan
D) Tarık Buğra – İbişin Rüyası
E) Abdülhak Şİnasi Hisar – Fahim Bey ve Biz
46. 1930’lı yıllarda Necip Fazıl Kısakürek’in Anadolu ruhunu yücelten “Nalınlar“(I) adlı oyunu; 1940’lı yıllarda Ahmet Kutsi Tecer’in değişen değer yargılarının ve ekonomik koşulların aile kurumu üzerindeki etkilerini gösteren “Köşebaşı“(II) adlı oyunu ile Cevat Fehmi Başkut’un değişim olgusunu mizahi yönden ele alan “Buzlar Çözülmeden“(III) adlı oyunu; 1950′ li yıllarda Orhan Asena’nın tarihsel olaylardan yararlanarak bireyin iç çatışmalarını sergilediği “Hürrem
Sultan“(IV) adlı oyunu ve 1960’lı yıllarda Necati Cumalı’nın köy sorunlarına eğilen ”Tohum“(V) adlı oyunu, tiyatro edebiyatımızın önemli kazançlarından olmuştur.
Bu parçadaki bilgi yanlışının giderilmesi için numaralı eser adlarından hangileri birbiriyle değiştirilmelidir?
A) I. ve III. B) II. ve IV. C) I. ve V. D) II. ve III. E) IV. ve V.
47. Aşağıdakilerden hangisi modernizmi esas alan roman ve hikâyelerde görülen özelliklerden biri değildir?
A) Geleneğe başkaldırısı, toplumdan kaçışı dile getirme
B) Bireyselliği ve bireyin kozmik yalnızlığını öne çıkarma
C) Çağrışımlardan, alegorik anlatımdan, şiirsel söyleyişten yararlanma
D) İnsanı karmaşık bir varlık olarak ele alma
E) Toplumdaki ahlak bozukluklarını yansıtma
48. Millî Edebiyat Dönemi öykücüleri genelde— tarzı — öyküsüne bağlı kaldılar. Ömer Seyfettin, Yakup Kadri, Reşat Nuri, Halide Edip ve Refik Halit bu tarz öyküyü sürdürdüler. Cumhuriyet Dönemi’nde eser veren yazarlardan bazıları da aynı tarza sonuna kadar bağlı kaldılar. Ancak bir süre Moskova’da diplomat olarak görev yapan Memduh Şevket Esendal, edebiyatımıza — tarzı — öyküsünü getirdi. Memduh Şevket’in öncülük ettiği bu yeni tarzı önce Sait Faik Abasıyanık, ardından Tarık Buğra ustalıkla temsil etti.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir?
A) Çehov – durum – Maupassant – olay
B) Maupassant – olay – Çehov – durum
C) Çehov – olay – Maupassant – durum
D) Maupassant – durum – Çehov – olay
E) Maupassant – kesit – Çehov – vaka
49. —Silindir Şapka Giyen Köylü, Bacayı İndir Bacayı Kaldır gibi hikâyelerinde ve Yol Arkadaşları,— gibi romanlarında sanayinin köylü üzerindeki olumsuz etkisi, köylünün ağa ve tüccar eliyle sömürülmesi, küçük tezgahın büyük atölye ve fabrika karşısında yok olması, katı devlet bürokrasisinin halkı ezmesi gibi konuları işlemiş; roman ve hikâyede — yönelişe öncülük etmiştir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) Peyami Safa – Fatih-Harbiye – bireyci
B) Sabahattin Ali – Kuyucaklı Yusuf – toplumcu gerçekçi
C) Sadri Ertem – Çıkrıklar Durunca – toplumcu gerçekçi
D) Yusuf Atılgan – Anayurt Oteli – modemist
E) Mithat Cemal Kuntay – Üç İstanbul – geleneksel
50. Sivas yollarında geceleri
Katar katar kağnılar gider
Tekerleri meşeden.
Ağız dil vermeyen köylüler
Odun mu, tuz mu, hasta mı götürürler?
Ağır ağır kağnılar gider
Sivas yollarında geceleri.
Cahit Külebi’ye ait bu dizelerden şairin edebî kişiliyle ilgili aşağıdaki sonuçlardan hangisi çıkarılamaz?
A) Yalın bir anlatımı olduğu
B) Serbest ölçüyü kullandığı
C) Memleket şiirleri yazdığı
D) Hayata iyimser bir açıdan baktığı
E) Söyleyişe önem verdiği
51.— başlangıçta herhangi bir ideolojinin, bir dünya görüşünün sözcülüğünü yapmadan, sanatı izm’lerin emrine vermeden, memleketçi bir sanat anlayışına yaslanırken Attila İlhan’ın katılımından sonra toplumcu gerçekçi çizgiye kaymıştır.
Parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Mavi hareketi
B) İkinci Yeni şiiri
C) Hisar topluluğu
D) Yedi Meşaleciler
E) Garip şiiri
52. Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam
bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
izin kâğıdım yanar konuşacak olursam
bu senet bankalar kapanmadan
ruhumun rengini kapatmayacak olursa
ölür kuyuya düşen çocuk
çocuğun mercan saati çatlar mutlaka
koşup haber vermeliyim yetkili memura
İçerik ve biçim özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, bu şiirin aşağıdaki şairlerden hangisi tarafından yazıldığı söylenebilir?
A) Orhan Veli
B) Ahmet Hamdi Tanpınar
C) Cahit Sıkı Tarancı
D) İsmet Özel
E) Kemalettin Kamu
53. Dört minare, bu dört ince kız kardeş,
Tunca, Meriç, Arda bir de bana eş.
Doğudan batıya kadar, ey güneş,
Gezdiğin yerlerde var mı benzeri?
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Hece ölçüsüyle yazılmıştır.
B) Redife yer verilmiştir.
C) Teşbih ve teşhis sanatlarına örnek kullanımlar vardır.
D) Seslenmeden yararlanılmıştır.
E) Tür bakımından yurt güzellemesi özelliğindedir.
54. Sina ile tuz dağında, zeytin
hakkında konuşuyorduk: Bir tek
olsun zeytin yetiştirseydik bunca
söz yerine! Suyun hakkı için
ve kara gözlerinin hatırına, dilde
çoğalan zeytin, tuza değil, ekmeğe
değil söze kardeş duruyordu, rüzgâr
bu akşama tuzdan bir sofra kuruyordu,
söz ile zeytin arasında: Yoklukta
buluşmanın güzelliği gibi duruyordu
kardeşlik! Hiç kutsalınız yoksa
kardeşlerinize bakın, kardeşlerim!
Bu dizelerden hareketle “1980 Sonrası Şiiri”ne ilişkin aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kapalı, karmaşık bir anlatıma başvurulmuştur.
B) Uzak çağrışımlarla yüklü imgelere değer verilmiştir.
C) Hikâye etmeye imkan veren temalar işlenmiştir.
D) Düz yazıya yaklaşan bir söyleyiş benimsenmiştir.
E) Ahenge ve biçime önem verilmemiştir.
55. Dalı var; göklere yeşil direktir,
Gölü var; dağlara düşmüş yürektir,
Yolu var; içinde yitsem gerektir.
Bir Ilgaz, er Ilgaz, yâr Ilgaz!..
Bu dizeler, Millî Edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şiire ilişkin aşağıda verilen özelliklerden hangisine örnek oluşturmaz?
A) Sade dile, açık anlatıma önem verme
B) Memleket manzaralarıyla ilgili konulara yer verme
C) Kahramanlıkla ve ulusal tarihle ilgili temaları işleme
D) Halk şiiri nazım biçimlerinden yararlanma
E) Ahenk oluşturmada hece ölçüsünden, uyak ve rediften yararlanma
56. Aşağıdakilerden hangisi Nurullah Ataç’ın bir özelliği değildir?
A) Eleştirilerinde izlenimci bir anlayışı benimsemesi
B) Türkçenin arı bir dil olması için uğraş vermesi
C) Devrik cümlenin yazı dilimizde tutunmasında rol oynaması
D) Yazılarında yanılmaktan korkmayan sorgulayıcı bir tutum sergilemesi
E) Başta söyleşi, deneme, şiir, öykü olmak üzere birçok türde ürünlerinin olması
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.