Anlatım Biçimleri

18 Şubat 2013 tarihinde tarafından eklendi.

ANLATIM BİÇİMLERİ

Düşünce, duygu ve olayların ortaya konulmasında değişik anlatım biçimleri kullanılır. Bunlar; açıklayıcı anlatım (açıklama), tartışmacı anlatım (tartışma), öyküleyici anlatım (öyküleme) ve betimleyici anlatım (betimleme, tasvir etme) dır. Bu konu sınavlarda çokça çıktığı için üzerinde çok durmak gerekir. Konuyla ilgili lütfen bol soru çözün.

1. Açıklayıcı Anlatım

Bir düşünce ya da duyguyu açıklamak amacıyla kullanılan anlatım biçimidir. Amaç okuyucuya bir şey öğretmekse bu yönteme başvurulur. Mesela tarih ders kitapları tümden Açıklayıcı Anlatım tekniğiyle yazılır.

Sevgi ve saygı nasıl ısmarlama olmaz, insanın içinden gelirse dostluk ve arkadaşlık da onun gibidir. İçten gelmedikçe gönülden gelmedikçe kurulamaz. Ayrıca dostlukların kurulmasında yalnızca düşünce ve erdem birliği değil, duyguların birliği de söz konusudur. Böylesine dostluklar her şeyin üstündedir. Bu tür dostluklarda çıkar hesapları, bencil davranışlar, küçük düşünceler yoktur.

                         (M. İSKENDER ÖZTURANLI)

2. Tartışmacı Anlatım

Karşıt görüşlerden birinin doğruluğunu kanıtlamak için kullanılan anlatım biçimidir. Bu anlatım biçimi açıklayıcı anlatım biçimi içerisinde de değerlendirilebilir. Ancak bir düşüncenin doğruluğunu kanıtlama amacı taşıması yönüyle ondan ayrılır. Ama bu ayrımı yapmak oldukça zordur:

Yazının başlığı “Doğa mı, Endüstri mi?” de olabilirdi. Bir yeğleme söz konusu olsaydı hangisini seçerdiniz siz? Bana sorulsa, “Doğa” derdim hiç duraksamadan. Tutuculuk mu bu? Böyle düşünenler de çıkabilir. Endüstrileşmeye karşı çıkmıyorum ben, endüstrinin doğa zararına gelişmesine karşı çıkmıyorum. Buna tutuculuk diyeceklerse varsın desinler.

                                         (VEDAT GÜNYOL)

 –3. Öyküleyici Anlatım

Yaşanan, tanık olunan ya da zihinde tasarlanan olayları anlatmak için kullanılan anlatım biçimidir. Burada anahtar kelime “olay” dır. Bir olay anlatmaya başladığınız anda Öyküleyici Anlatım tekniğine başvurmuş olursunuz.

O gün köyün sessizliği er saatte bozguna uğradı. Köy ayaklanmıştı sanki. Her perşembe sabahı böyle olurdu zaten. Köy tümüyle uyanırdı. Köylü, kazanın hafta pazarına giderdi o gün. Keçiye, davara daha bir gün öncesinden yol verilir; pazara götürülecek sığır takımı da er horozda yola katılırdı.

                                           (ABBAS SAYAR)

4. Betimleyici Anlatım

Varlıkların belirgin özelliklerini tanıtmak için kullanılan anlatım biçimidir. Kısaca söylemek gerekirse betimleme sözcüklerle resim çizme sanatıdır. Bu anlatım biçimi, konularına göre birtakım çeşitlere ayrılır:

 –a. İnsan Betimlemesi (Portre)

İnsanların iç ve dış görünüşünü anlatan betimleme türüdür. İnsanın iç görünüşünü (huyunu, alışkanlıklarını, duygularını…) anlatan betimlemeye ruhsal portre, dış görünüşünü anlatan betimlemeye de fiziksel portre denir:

Yüzü hem çirkin hem sevimsizdi. Çiçek bozuğu, fena sürülmüş bir tarlaya benzeyen, koskocaman bir surat. Yanakları şiş, burun inadına küçük, dudakları kalın ve iki tarafından eski minyatürleri hatırlatan, çeneden uçları aşağı doğru sarkan, uzun, sarı bıyıklı. Gözleri, belki bir ölü kadar hareketsiz ve cansız duran yüzünde etrafını en çok rahatsız eden şeylerdi: Şiş kapaklar arasında tehlike işareti gibi ışıldayan iki sarı ışık.

                                 (HALİDE EDİP ADIVAR)

 –b. Hayvan Betimlemesi

Hayvanların dikkati çeken özelliklerini anlatan betimleme türüdür:

Fraulein Haubold’un kedisi; bir kedi ne kadar normal olabilirse o kadar normal, hiçbir özelliği olmayan, kendi hâlinde, gösterişsiz, kıl kuyruk bir kediydi. Hatta zorunlu olmadıkça miyavlamazdı bile. Adı da Dropsi’ydi. Dropsi; yanlış anımsamı-yorsam, Sırpçada “pamuğum, yumağım” filan anlamına geliyormuş. Dropsi’nin hiçbir özelliği yoktur, dedik ama, bir gözü sarı, öbürü maviydi. Bundan ötürü de bana İstanbul’daki komşumuzun kedisini anımsatırdı.

                                          (HALDUN TANER)

 –c. Eşya Betimlemesi

Eşyaların özelliklerini tanıtan betimleme türüdür:

Sandıkta eski püskü çamaşırlar, yamalı çoraplar, yırtık bir seccade, bir küflü makas, birkaç kitap vardı. En altta sedef kakmalı bir ceviz kutu dikkatini çekti. Bu kutu kilitliydi. Zehra makasın ucuyla kilidi kırdı, içindekilere baktı: renk renk bez parçaları, silik fotoğraflar, kurdele ile bağlanmış bir tutam saç, sararmış bir hukuk diploması, bir tomar mahkeme belgesi ve bir defter.

                            (REŞAT NURİ GÜNTEKİN)

 –ç. Görünüm Betimlemesi

Dağ, deniz, göl, köy, kent vb. bir çevreyi anlatan betimleme türüdür:

Güvertede Rio’nun ufuklarına bakıyorum. İki küçük ada, Rio’nun müjdecileri gibi. Kıyıda sırtüstü dev hayaletleri yatıyor. Azametli bir dağ tabiatı sola doğru derinleşmektedir. Bu dağlar hemen deniz kenarından sert bir kalkışla dikleşiyor. Hepsi ormanlarla, Brezilya’nın yaban ormanlarıyla örtülü.

                                      (FALİH  RIFKI ATAY)

 –d. Hareketli Varlıkların Betimlemesi

Varlıkların hareket durumundaki özelliklerini anlatan betimleme türüdür. Olay betimlemesi olarak da adlandırılır:

Tavşan, ak kuyruğunu titretti. Kulaklarını yatırdı, sonra dikti. Karlar üstünden aşağı indi. Düzlüğe geldi. Koşusunu sürdürdü. Kurt, delicesine koşuyor; peşinden geliyordu. Tavşan korkuyla ürperdi. Sonra hızla ileri atıldı. Uzun uzun sıçradı ve ormana yöneldi.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
TAAŞŞUK-I TALAT VE FİTNAT