Şeyh Galip
ŞEYH GALİP (1757 – 1799)
istanbul’da doğdu. Varlıklı ve bilgin bir aileden gelir. O da babası gibi, Mevlevi‘dir. Bir ara Konya’ya gitmiş ve hayranı olduğu Mevlâna‘yı ziyaret etmiştir.Şeyh Galip, Divan şiirinin son büyük şairidir. Daha yirmi dört yaşında Divanına düzenlemiş, yirmi altı yaşında, Hüsn-ü Aşk adlı ünlü mesnevisini yazmıştır.Bu eserleriyle III. Selim‘in beğenisini kazanmış ilgisini görmüştür.
Şeyh Galip, iç içe derin hayalleri biraz kapalı şekilde söylemiştir. Mecazlara çok yer vermiştir. Bu sebepten, Sebk-i Hindi (Hint tarzı) denilen bir akımın ede-biyatımızdaki öncüsüdür. Gerçekte O, mecazları çok ve değişik kullanmasıyla sembolist bir anlatıma da sahiptir.
Ünlü mesnevisi Hüsn ü Aşk’ııı konusu :
(Aynı gece doğan Hüsn ile Aşk, geleneğe göre nişanlanırlar. Ancak, ilerde Aşk. Hüsn’ü istediğinde vermezler. Aşk adlı gencin, bir takım sınavdan geçmişini isterler. Kalp ülkesine (sevgi ülkesine) gidecektir, döndüğünde düğün yapılacaktır. Fakat, Kalp ülkesine gitmek demek, bu dünyadan göçmek demektir, iki gencin kavuşması aslında, ilâhî bir kavuşma olur.
Hüsn’ün Aşk’a Gönderdiği Mektup :
Bu nâme o yâr-ı cana gitsin
Bir ahtır asmana gitsin
Gerçi gam-ı dil beyân olunmaz
Âteş gibidir nihân olunmaz
Hep bildiğimi tüketti hicran
Bimâr olan eylemez mi hezyân
Bir dâhiyedir ki düştü nâgâh
Encamını vuslat ide Allah
Düştümse niyaze nazeninim
Elden ne gelir kafesnişinim
Bu şehre gam-ı firak geldi
Vuslat gidüp iştiyak geldi
Ey hâlime rahm-ı olmıyan yâr
Fikriyle ki rûz-ı âhiret var
Yıllarca gül-i baharın oldum
Âhir ki hazan irişti soldum
Benden sana gayri olmaz ikbâl
Vasl-ı ecelimden etme ihmâl
Yâ vasi ile senden alırım kâm
Ya merk ile zinde eylerim nâm
Ey ahterimi siyah eden mâh
Vehmeyle ki müntakimdir Allah
Bir âfete sen de dûş olursun
Ahım gibi şû’lepuş olursun
Hasrette koma bu haksan
Bir sözle teselli eyle yân
Aşk’ın cevabı:
Ey bendesin öldürücü hünkâr
Tedbir nedir elimde nem var
Nâmen dil-i zara vâsıl oldu
Ok değdi vü yâra hâsıl oldu
Ferman senin husulü benden
Can verme benim kabulü senden
Pervaneye sorma hâhişinden
Sevdasını anla sûzişinden
(Kelimeler : nâme : Mektup, asman : Gökyüzü, dil : Gönül, beyân : Bildirmek, anlatmak, nihân : Gizli, hicran : Ayrılık, bimâr: Hasta, hezyân (Hezeyan): inleme, sızlanma, dahiye : Büyük afet. nagâh : Ansızın, vuslat: Kavuşma, niyaz : Yalvarma, kafesnişin : Kafeste oturan, firak : Ayrılık, iştiyak : arzu, istek, rahm : Acıma, ruz : Gün. ahir : Sonunda, hazân : Sonbahar, ikbâl: Talih düzgünlüğü, kâm almak : Murat almak, merk : Ölüm. nam : ad, ün. ahter : Yıldız, müntakim : Öç alan. şulepuş : Yanmak, kıvılcımlanmak. hâksâr: Toprak, bende : Esir. dil-i zâr : Ağlayan gönül, hâhiş : istek, sûziş : Yakıcı.)
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.