Milli Edebiyat Döneminde Türkçülük
Türkçülük akımı, Avrupalı Türkologların Türk ırkının tarihî gelişimini araştırma girişimlerinden sonra başlar. îlk olarak 18. yüzyılda Çin kaynakları incelenerek eski Türklere ait tarihî ve efsanevî bilgiler derlenir. 1893’te Danimarkalı Prof. Thomsen Göktürk abidelerindeki yazılan okur. 1850 yılında Macar bilgini Vaınbery İstanbul’dan Çin’e kadar sadece Türk dilini kullanarak seyahat eder. Aynı yıllarda Rus bilgini Radloff Türkçe, Almanca, Rusça bir sözlük olan ,Büyük Türk Lügatini Fransız Leon Cahun, Asya Tarihine Giriş adlı büyük incelemesini yayınlar.
Bu araştırmalar. Tanzimat döneminden sonra bir çok aydının ilgi ve merakını çeker. Tanzimatla birlikte başlayan dilde Türkçülük hareketinde bu ilgi ve merakın etkileri vardır. Zamanla aşırı uçlar törpülenerek bugün konuşulan Türkiye Türkçesi noktasına varılır.
Aynı devletlerin idaresinde olmakla birlikte, bütün Türk boylarının aynı soydan geldiği görüşü de ilk defa bu yıllarda düşünülmeye başlanır. Kırgız, Tatar, Özbek, Kazan, Azerî, Yakut, Başkurt vb. boy isimleri ile anılan bütün Türk kavimlerinin büyük bir Türk birliği oluşturması ve Osmanlı Türklerinin önderliğinde bir siyasî birlik kurması fikri gündeme gelir. Turancılık adı verilen bu akım adını büyük Türk ülkesi olarak tasarlanan Turan’dan almaktadır.
Osmanlı devlet anlayışının fazla önem vermediği eski Türk tarihi adeta yeniden keşfedilir. O güne kadar bilinen millî tarihi üç bin yıl öncesine götüren yeni bulgular büyük heyecanla karşılanır. Tanzimat ve Meşrutiyet dönemi aydınları yazılarında efsanelere dayanan bir tarihten de sık sık söz ederler. Bunun karşılığında Malazgirt Meydan Muharebesi ile başlayan bir başka tarih görüşü ortaya atılır. Zaman zaman Osmanlı tarihini zaman zaman da Osmanlı’dan önceki Türk tarihini yok sayan resmî tarih anlayışlan günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
Türkçülük alanında yapılan ilk çalışmalardan biri Ahmet Vefik Paşa’nın Şecere-i fürkî tercümesidir (1864). Daha sonra Süleyman Paşa’nın Târih-i Âlem’i (1876), Ahmet Midhat’ın Ahmed Metin ve Şîrzâd’ı (1891) ile Ahmet Vefik Paşa’nın Lehçe-i Osmânî’si (1876 – 1889) gelir.
Ayrıca Türkçülük akımının önemli düşünür ve yazarlarının şu eserlerini işaret etmek de yerinde olacaktır : Bursalı Tahir, Türklerin Ulûm ve Fünûna Hizmetleri (1911); Necib Âsim, Türk Tarihi (1900) Bu eser daha önce sözünü ettiğimiz, Leon Cahun’un (Leon Kahün) Asya Tarihi’ne Giriş adlı eserinin genişletilmiş halidir. Şemseddin Sami, Kaamûs-ı Türkî (1901), Akçuraoğlu Yusuf. Üç Tarz-ı Siyaset (Osmanlıcılık. İslamcılık, Türkçülük) (1907)
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.