1940 Sonrası Türk Edebiyatında Şiir
Türk edebiyatının diğer türlerinde olduğu gibi, şiirin tarihî gelişimi anlatılırken de, bu gelişimi yıllara bağlayan kesin çizgiler belirlemek mümkün değildir. Ancak Türk şiirinin tarihi gelişimini öğrenmekte bir kolaylık sağlaması açısından 1940 sonrası ayrı bir başlık altında incelenebilir.
1940 sonrası Türk şiirinde, kendine has bir üslûp arayan, dünya görüşü ile sanatını bağdaştırmaya çalışan, klâsik şiir geleneğini sürdüren müstakil ve bağımsız şairlerin yanı sıra üç önemli grup göze çarpmaktadır. Bunlar; “Garip” hareketini oluşturanlar. Hisar dergisi etrafında toplanan sanatçılar ve sonradan “II. Yeni” adıyla değerlendirilen şairlerdir. Garip hareketinin öncüleri Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat Horozcu ve Melih Cevdet Anday‘dır. Bu üç genç şair, 1941 yılında yayınladıkları Garip adlı ortak şiir kitabıyla şiir anlayışlarını da açıklarlar. Orhan Veli tarafından yazılan Garip Önsözü‘nde genel olarak şu ilkeler yer alır : 1. Şiirde vezin ve kafiye gereksizdir. Ahenk başka vasıtalarla aranmalıdır. 2. Teşbih ve istiare başta olmak üzere şiirde bütün söz oyunları, tabiatı bozup değiştirdiği için zararlıdır. 3. Şairânelik, şiirin düşmanıdır. Ayrı ve özel bir şiir dili olamaz. Günlük konuşma dili ve alelade kelimeler şiirin malzemesi olmalıdır. 4. Şiiri baskı altında tutarak klişeleştiren bütün geleneklerden uzaklaşılmalı ve şiirin yapısı temelinden değiştirilmelidir.
Bir süre bu görüşleri savunan üç arkadaş, zamanla ilkelerini kendileri belirledikleri bu hareketten uzaklaşırlar. Hareketin öncüsü sayılan Orhan Veli, Vazgeçemediğim (1945) ve Karşı (1949) adlı şiir kitaplarında halk edebiyatı geleneğine geri döner. Orhan Veli‘nin 1950 yılında ölmesinden sonra Oktay Rifat ve Melih Cevdet de farklı yollar izlemeye başlarlar. Bir süre sonra Garip hareketi, bu üç şairi taklit eden ve kalıcı olamayan şairlerin eline geçer. Hareketin en önemli özelliği, şiiri günlük tartışmaların içine sokması ve çok kolay yazıldığı izlenimini vererek geniş kitleleri şairliğe heveslendirmesidir. 1950 yılında çıkmaya başlayan Hisar dergisi bir anlamda memleket edebiyatının devamını sağlar.
1940 sonrası Türk edebiyatının temel taşları olan bir çok sanatçı bu dergi etrafında toplanır. Bütün bu şair ve yazarların farklı dünya görüşlerine karşılık savundukları ortak ilkeler şöyle özetlenebilir: Batı’nın taklidi ile yetinilmemeli her alanda yozlaşma ile mücadele edilmelidir. Sanatın gerçek şartı olan değişimin geleneklerin reddi olarak algılanmasına karşı çıkılmadı. Sanat herhangi bir siyasî görüş veya ideolojinin propaganda aleti haline sokulmamalıdır. Dilde ifade gücünü azaltan ve anlatımı sınırlayan öztürkçe akımına karşı durularak, dilde aşmlıklara gidilmemeli, konuşulan Türkçe tercih edilmelidir.1940 sonrası Türk şiirinin tarihini yazmak için henüz erken olduğu düşünülen günümüzde, Hisar dergisi şairleri birer merhale olarak kabul edilmektedir. Dergi etrafında toplanan ve bir kısmı önceki nesilde de önemli eserler vermiş olan şairler şunlardır : Orhan Seyfi Orhon, Halide Nusret Zorlutuna, Ahmet Muhip Dıranas, Arif Nihat Asya.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.