11. Sınıflar Dil Ve Anlatım Dersi 2. Dönem 1. Sınav Soruları ve Cevap Anahtarı (B)-Şehmus CENGİZ
Aşağıdaki yazılı sorusu ve cevaplarını dosya halinde İNDİREBİLİRSİNİZ.
Dün, Rize halkı yine bir felaketle karşı karşı¬ya kaldı. Üç gün aralıksız yağan yağmur ne¬ticesinde şehrin sularını denize taşıyan dere¬ler taştı. Çamur deryasına dönen şehirde ya¬şam felç oldu. Buna toprak kayması da ek¬lenince yamaç köyleri zor anlar yaşadı. Bütün bunlar yamaç köylerindeki coğrafi şartlara uygun olmayan yapılaşmadan kaynaklanmaktadır.
1-Yukarıdaki “haber yazısı” metninde 5 N -1K kuralındaki soruların yanıtlarını bularak aşağıdaki tabloya yazınız. (10p)
Dil tam bir alet olmadığı için, konuşurken vurgulama, tonlama, hızlandırma, yükseltme ve alçaltma hatta susma gibi birçok çarelerden başka, mantık ve duygunun açıklanmasında yardımcı olarak, jest, mimik gibi devinim ve şekle bağlı araçlardan da faydalanır. Fakat yine de anlatım tam olmaz ve “nasıl anlatayım,kelime bulamıyorum” gibi sözler kullanırız.
2-Yukarıdaki paragrafın ana düşüncesi nedir?(10)
3-Aşağıdaki metinlerin türünü yazarak bu türlerin üçer özelliliğini yazınız. ( 20P)
Bilmem siz de bana benzer misiniz?Dört çeşit insan karşısında nutkum tutulur.Deli bir, sarhoş iki, bunak üç, demagog dört.Karşımdaki mantık dışına çıktımı şaşırır kalırım.Ortak bir dil konuşamazsınız, ikna edemez, bir yerde buluşamaz, anşamazsınız.İki kere ikinin dört ettiğini bile anlatamazsınız.
Evet severim gerçekçi edebiyatı, gerçekçi sanatı; bütün çığırları arasında onun en üstün olduğuna inanırım. Ama düşünüyorum da : “Bizi alıp düşler dünyasına götüren bir edebiyat da gerekli değil mi?” diyorum. Bugünün birçok yazarı sanatın toplumsal görevi üzerine türlü türlü sözler söylüyorlardı. Okurları düşler dünyasına alıp götürmek de edebiyatın toplumdaki görevlerinden biri değil midir? Bir gerçek içinde yaşıyoruz, duvarlarını yıkıp aşamadığımız bir gerçek içinde. Onun da güzellikleri var elbette; ama pek alıştığımız için göremiyoruz, tadamıyoruz o güzellikleri.
a) Metninin Türü: ……………………………………. | b) Metninin Türü:…………………………………………. |
Bu türün özellikleri:1)2)3) | Bu türün özellikleri:1)2)3) |
4-Aşağıdaki cümlelerin karşısına doğru ise (D) yanlış ise (Y) yazınız. (10p)
Mehmet Kaplan Cumhuriyet Dönemi makale yazarlarımızdan değildir. ( ) Ahmet Haşim deneme türünde eser vermiştir. ( )
Denemede ağırbaşlı ve ciddi bir anlatım vardır. ( ) Fıkra yazarı yazdıklarını ispat etmek zorundadır. ( )
Türk Edebiyatında Deneme türünün önde gelen isimleri Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin’dir. ( ) Makalede söz oyunlarına başvurulmaz, süslü anlatımdan uzak durulur. ( )
Sohbet yazılarında nükteye önem verilmez. ( ) Edebiyatımızdaki ilk makalenin adı Makaleteyndir ( )
Edebiyatımızdaki ilk makaleyi Ziya Paşa yazmıştır. ( )
Türk Edebiyatında sohbet türünün önde gelen isimleri Ahmet Rasim ve Şevket Rado’dur. ( )
5- Aşağıdaki paragrafların anlatım tekniklerini yazınız. (20 p)
“Dil doğal gelişimine bırakılmalıdır.” görüşü, oldukça tehli¬kelidir. Tehlikesi, bu görüşün ilk anda çok doğru görünme¬sidir. Oysa yanıltıcıdır bu. Dil bilincinin oluşmadığı dönemlerde, gerçekten de “kendiliğinden” diye nitelenebilecek bir gelişim olmuştur. Ancak, dil sorunu bir kez ortaya atıldıktan sonra “işi oluruna bırakma” söz konusu değildir. Türkiye’de her aydın, kalemi eline aldığı anda dil kavga¬sında yerini alır. “Millet” yerine “ulus” ya da “ulus” yerine “millet” diyen birinin, dil konusunda yansız olduğu düşünü¬lebilir mi?
Trenin hareketine pek az bir vakit kalmıştı. Odacı süklüm püklüm haliyle, fakat oltasına balık dokunduğunu hisseden balıkçının sakin ve emniyetli duruşuyla bekliyordu. Ani bir hareketle odacının eline bir on liralık uzattı. Teşekkür etmeğe bile vakit bulamadan gişelerin bulunduğu yere doğru koşarak uzaklaştı.
6-Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını düzelterek cümlelerin doğru şekillerini yazınız (20p)
“Deniz dibindeki deprem ya da yanardağların patlamasından meydana geldiği söylenen bu dev dalgalara karşı uyarı ağları da para etmiyor.”
“Gölün altında, yaklaşık yüz metre derinlikte 5 milyon metreküp radyoaktif tozlardan oluşan kütlenin varlığı bilinmektedir.”
Sözlük kitaplarında beyaz kağıdın kefenlediği bu ölü kelimeyi nasıl diriltsek?
“ Marmara denizinde zaman zaman görülen koyu sis deniz ulaştırmasını engelliyor.”
“Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir.”
7.Aşağıdaki cümlelerde geçen ses olaylarını ulunuz.(10)
Vakte şehadet edercesine yükselmiş →
Lütfen bu bahsi kapatalım. →
Minicik elleriyle elimi tuttu →
Sevdiğine kavuşamadı,yazık. →
Odasına televizyon koyunca ders notları düştü. →
CEVAP ANAHTARI
Dün, Rize halkı yine bir felaketle karşı karşıya kaldı. Üç gün aralıksız yağan yağmur neticesinde şehrin sularını denize taşıyan dereler taştı. Çamur deryasına dönen şehirde yaşam felç oldu. Buna toprak kayması da eklenince yamaç köyleri zor anlar yaşadı. Bütün bunlar yamaç köylerindeki coğrafi şartlara uygun olmayan yapılaşmadan kaynaklanmaktadır.
1-Yukarıdaki “haber yazısı” metninde 5 N -1K kuralındaki soruların yanıtlarını bularak aşağıdaki tabloya yazınız. (10p)
Ne/Kim | YAĞMUR YAĞMASI |
Neyi/Kimi | RİZE HALKI |
Nasıl | DERELER TAŞTI,ŞEHİR ÇAMUR DEYASINA DÖNDÜ,TOPRAK KAYMASI |
Niçin | COĞRAFİ ŞARTLARA UYGUN OLMAYAN YAPILAŞMA |
Nerede: | RİZEDE |
Ne zaman | DÜN |
Dil tam bir alet olmadığı için, konuşurken vurgulama, tonlama, hızlandırma, yükseltme ve alçaltma hatta susma gibi birçok çarelerden başka, mantık ve duygunun açıklanmasında yardımcı olarak, jest, mimik gibi devinim ve şekle bağlı araçlardan da faydalanır. Fakat yine de anlatım tam olmaz ve “nasıl anlatayım,kelime bulamıyorum” gibi sözler kullanırız.
2-Yukarıdaki parçada anlatılmak istenen nedir?
Ana düşünce : dil insanın duygu ve düşüncelerini tam olarak anlatmaya yetmez.
3-Aşağıdaki metinlerin türünü yazarak bu türlerin üçer özelliliğini yazınız. ( 20P)
Bilmem siz de bana benzer misiniz?Dört çeşit insan karşısında nutkum tutulur.Deli bir, sarhoş iki, bunak üç, demagog dört.Karşımdaki mantık dışına çıktımı şaşırır kalırım.Ortak bir dil konuşamazsınız, ikna edemez, bir yerde buluşamaz, anşamazsınız.İki kere ikinin dört ettiğini bile anlatamazsınız.
Evet severim gerçekçi edebiyatı, gerçekçi sanatı; bütün çığırları arasında onun en üstün olduğuna inanırım. Ama düşünüyorum da : “Bizi alıp düşler dünyasına götüren bir edebiyat da gerekli değil mi?” diyorum. Bugünün birçok yazarı sanatın toplumsal görevi üzerine türlü türlü sözler söylüyorlardı. Okurları düşler dünyasına alıp götürmek de edebiyatın toplumdaki görevlerinden biri değil midir? Bir gerçek içinde yaşıyoruz, duvarlarını yıkıp aşamadığımız bir gerçek içinde. Onun da güzellikleri var elbette; ama pek alıştığımız için göremiyoruz, tadamıyoruz o güzellikleri.
a) Metninin Türü: SOHBET | b) Metninin Türü:DENEME |
1.Herkesi ilgilendiren konular seçilir. 2. Düşünsel plânla yazılır. 3. Cümleler çoğu zaman konuşmadaki gibi devriktir. 4. Yazar, sorulu-cevaplı cümlelerle konuşuyormuş hissi verir. 5. İçtenlik, samimilik, doğallık sohbetin özelliklerindendir. 6. Yazar anlattıklarının doğruluğuna, okuyucusu ile olan bağına güvenmeli, anlattıklarını günlük konuşma havasıyla, fakat mantık çerçevesinden ayrılmadan anlatabilmelidir. 7. Kolay okunabilir bir üslup yakalayabilmelidir. |
• Makale gibi düşünsel plânla yazılır.Fakat makaleden kısa yazılardır. • Yazar anlattıklarını kanıtlamak zorunda değildir.Bilimselden çok kişisel görüşünü açıklar,okuyucusunu kendisi gibi düşündürme kaygısı yoktur. • Günübirlik yazılardır,en beğenileni bile birkaç gün sonra unutulur. |
4-Aşağıdaki cümlelerin karşısına doğru ise (D) yanlış ise (Y) yazınız. (10p)
Mehmet Kaplan Cumhuriyet Dönemi makale yazarlarımızdan değildir. ( Y ) Ahmet Haşim deneme türünde eser vermiştir. ( D )
Denemede ağırbaşlı ve ciddi bir anlatım vardır. ( Y ) Fıkra yazarı yazdıklarını ispat etmek zorundadır. ( Y )
Türk Edebiyatında Deneme türünün önde gelen isimleri Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin’dir. ( D ) Makalede söz oyunlarına başvurulmaz, süslü anlatımdan uzak durulur. (D )
Sohbet yazılarında nükteye önem verilmez. ( Y ) Edebiyatımızdaki ilk makalenin adı Makaleteyn dir( Y)
Edebiyatımızdaki ilk makaleyi Ziya Paşa yazmıştır. ( Y )
Türk Edebiyatında sohbet türünün önde gelen isimleri Ahmet Rasim ve Şevket Rado’dur. ( D)
5- Aşağıdaki paragrafların anlatım tekniklerini yazınız. (20 p)
“Dil doğal gelişimine bırakılmalıdır.” görüşü, oldukça tehli¬kelidir. Tehlikesi, bu görüşün ilk anda çok doğru görünmesidir. Oysa yanıltıcıdır bu. Dil bilincinin oluşmadığı dönemlerde, gerçekten de “kendiliğinden” diye nitelenebilecek bir gelişim olmuştur. Ancak, dil sorunu bir kez ortaya atıldıktan sonra “işi oluruna bırakma” söz konusu değildir. Türkiye’de her aydın, kalemi eline aldığı anda dil kavgasında yerini alır. “Millet” yerine “ulus” ya da “ulus” yerine “millet” diyen birinin, dil konusunda yansız olduğu düşünü-lebilir mi? Cevap: TARTIŞMA
Trenin hareketine pek az bir vakit kalmıştı. Odacı süklüm püklüm haliyle, fakat oltasına balık dokunduğunu hisseden balıkçının sakin ve emniyetli duruşuyla bekliyordu. Ani bir hareketle odacının eline bir on liralık uzattı. Teşekkür etmeğe bile vakit bulamadan gişelerin bulunduğu yere doğru koşarak uzaklaştı. Betimleme – Öyküleme
6-Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını düzelterek cümlelerin doğru şekillerini yazınız (20p)
“Deniz dibindeki deprem ya da yanardağların patlamasından meydana geldiği söylenen bu dev dalgalara karşı uyarı ağları da para etmiyor.”→….yanar dağların patlaması ya da depremden meydana geldiği söylenen…..
“Gölün altında, yaklaşık yüz metre derinlikte 5 milyon metreküp radyoaktif tozlardan oluşan kütlenin varlığı bilinmektedir.” →……radyoaktif tozlardan oluşan 5 milyon metreküp kütlenin varlığı bilinmektedir.
Sözlük kitaplarında beyaz kağıdın kefenlediği bu ölü kelimeyi nasıl diriltsek? →…kitaplarında sözcüğüne gerek yok
“ Marmara denizinde zaman zaman görülen koyu sis deniz ulaştırmasını engelliyor.” →…….deniz ulaşımını engeliyor.
“Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir.” →…..sara nöbetlerine hatta ölüme yol açabilir.
7.Aşağıdaki cümlelerde geçen ses olaylarını ulunuz.(10)
Vakte şehadet edercesine yükselmiş →yükse-k- + vak-i-t
Lütfen bu bahsi kapatalım. → bah-i-s
Minicik elleriyle elimi tuttu →mini-k tut-t(d)u
Sevdiğine kavuşamadı,yazık. →sev-dik(ğ)
Odasına televizyon koyunca ders notları düştü. →düş-d-tü
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.